Mü'min imrenir, münafık haset eder. [İ.Maverdi] Hadis-i Şerif.

8 Eylül 2012 Cumartesi

Kışlık Domates Yaptık

Gümüşyaka'da kışlık domates yaptık. 60 küsür kilodan. Normalde annem bunun iki katını yapıyor. Hemde çoğu kez tek başına, daha doğrusu babamla beraber. Biz pek denk gelemiyorduk. Kırkbir kere Maşaallah demekten kendimi alıkoyamıyorum, çünkü meşaketli bir iş. 120 kilo ne demek, yap yap bitmez. Sen kendine yap, yoruluyorsun desekte nafile. Sizce dinlermi? Tabiki hayır. Allah razı olsun ne diyelim. Kışın gerçekten çok kolaylık. Yemeklere, makarnalara, soslara, menemene çok güzel oluyor.
 

Domatesleri suda çatlayana kadar hafif haşlıyor.


Dışarıda birimiz kabuklarını soydu, elleri yana yana :)))
 
Diğerimiz doğradı yine yana yana:))..
 
Bende biraz doğradım ama sonra çocuklara yemek yapmaya çıktım, ben daha çok ek işlerle uğraştım açıkçası. Doğranan domatesler büyük tencereye kondu ve pişirilmeye başladı. Bu şekilde iki tencere çıktı.
 


Pişme zamanının yeterli olduğunu anladıktan sonra blendırdan geçirdi. Blendırın kendine bile hayrı yoktu ama olduğu kadar ezdik işte.

 
 
Kavanozlara boşalttık. Ağızlarını sıkıca kapattık. Kapattık derken, annem kapattı. Benim gücümün yetemeyeceğini düşünerek kendi sıktı. Güvenmedi bana yani, hüüü:((
 
 
 Sıra sıra dizilmeye başladılar bebişler... Yerim ben sizi...

Emeğin sonucu...Şöyle bitmiş şeylere bakmaya bayılıyorum. Bunlar sıkıca sarıldı. Sıcaklığını bir müddet daha korusun diye.
Bir iki gün sonra çatlayan, patlayan varmı diye kontrol edildi.

Tabi kabuklu kısımlarda ziyan edilmedi. Onlar salça olmak üzere tencereye alındı. Kabukları yumuşasın diye bir iki taşım kayantıldı.

Elekten geçirildi.

Kabuklarından tamamen sıyrıldı.


Kalan bu. Normalde bu şekilde bekletilip, suyu altına çöküyormuş. Üstte kalan tortusu salça olmak üzere alınıyormuş. Ama annemler, Hatay'da bulunan asker kardeşimin yanına gidecekleri için vakti olmadığından, bunu ocakta suyu çekene kadar kaynattı. Sonra ağzını tülbent gibi birşey sararak balkona koydu.
 
Tabi bu durum benim açımdan pek iyi olmadı. Kendisiyle pek anlaşamadık çünkü. Annemler gittiler Hatay'a. Ben birkaç gün sonra onu farkettim. Anaa bu ne olacak acaba, burda kalmış diyerek ağzını açtım, üzeri biraz küflenmişti. Telefon açıp sorduk. Oda üzerini kaşıkla sıyır,at,  biraz yağ ve tuz at kaynat dedi.  Kaymak tutmuştu üzeri zaten, hiç içine bulaşmadan bozulan yerini attım. Bir tatlı kaşığı tuz ve biraz zeytinyağı gezdirdim. Başladım kaynatmaya. Sulandı kaynadıkça, tekrar telefon açtım. Suyu çekene kadar kaynat dedi.
Aman Allah'ım ağzını kapattığım halde, ara sıra gelip karıştırdıkça her yeri salça yaptım, sıçraya sıçraya beni deli etti. Ellerime kollarıma sıçradı yaktı beni gıcık salça. Etraftan, yerlerden hiç bahsetmiyorum bile. Resmini çekseydim ancak o zaman anlaşılırdı. Neyse uzun uğraşlardan sonra altını kapattım artık. Kavanoza döktüm. İki adet çıktı. Görüntü çok güzeldi ama. Tadı bilemiycem.
 
Neyse hepimizin ellerine sağlık. Allah ağız tadıyla yemek nasip etsin. Artık herkes kendisi yapsın domatesini. Annemin yüküde biraz azalsın değilmi. Kendi ile birlikte 5 eve domates yapıyor kadıncağız.

Hiç yorum yok: