Gökdelenlerdende Cenazeler Çıkar. Bunu unutma
Lütfen elindeki gazeteyi ve sütlü kahveni kenara koy
Lütfen borsadan ve tüm boş iddialardan ne kadar kazanacağını unut bugün
Lütfen patronuna söyleyeceğin yalanları karala
Ve lütfen seyrettiğin filmlerden etkilenerek
seni karizma gösterecek duruşları, markaları aramaktan vazgeç
seni karizma gösterecek duruşları, markaları aramaktan vazgeç
Güneşin altında vicdanın soğurken etrafa bronzlaşan suratınla ham gülücükler fırlatmaktan da vazgeç.
Boşluktan vazgeç.
Akşam çaylarında çerez tabaklarını üst üste koyup
menfaatperest dostlarına kıyak cümleler kurmaktan da vazgeç.
Kalbinde bayatlamış bir ekmek gibi duruyor merhametin
İçinde bir sofra kur.
Çağır kentin bütün yoksul kuşlarını
Kinin, yapmacıklığın ve öfken hepsi uşağı olsun içinde kurduğun o mütevazi merhamet sofrasının
Hepsi uşağı olsun
Randevu defterlerine yazdığın o çok büyük adamlar listesini, toplantı saatlerini ve kürdan sağanağına tutulmuş paçavrası meşhur yemek masalarını hiçlik mezarlığına göm.
Kibrini yaşarken defnetki asıl ölümün alçak gönüllü olsun
Gökdelenlerden de cenazeler çıkar
Bunu unutma
Ve
Dünyanın taziyesi berrak bir FATİHADIR.
Seni adam eder diye düşündüğün cılız kariyer. Aslında ruhunun kuzeyinden esen sefil bir karayel.
Ve sokağa atmadıkça gururunu ezmeyi kahramanlık sayacaksın.
Bedenine yapışık bir dikiz aynası yok
Eğer olsaydı ve eğer baksaydın hançerli asalarla vicdanının seni bir nil gibi ayıracağı vakit çok uzak olmayacaktı.
Şeytan romantizmin doruklarında sana yeni hırslar fısıldadıkça sen ucubeliğin adını zirve koyacaksın.
Ruhun yamalı olmadıktan ve kendi günahının söküklerini kuşlarla ve masumlarla secdeye giderek diktikten sonra
bırak bugün kötü görün.
bırak bugün kötü görün.
Bırak görüşmelerin kötü geçsin
Bırak insanların kağıttan yaptıkları ter denizi sınavlardan kal
Bırak seni konuşsunlar
Bırak sözünü kessinler
Bırak yarım kalsın, yarın bitecek olan konsantre aşkların
Şu kapıdaki küçük el izi
Bir yetime ait
Çünkü korkarak dokunmuş belliki kapıların koluna
Bir yetime ait
Çünkü korkarak dokunmuş belliki kapıların koluna
Işıkların kustuğu eğlence yerlerinde göremezsin onları
Onların karaya vuran yetimliklerini faniliğin kıyısına çekilmeden anlayamazsın
Onların karaya vuran yetimliklerini faniliğin kıyısına çekilmeden anlayamazsın
Alışveriş çılgını tiki kızların kahkaha dumanlarından sıyrılmadıkça
Ocağına yetimlik düşmüş yetimlerin ateşini tadamazsın
Hiç yetim kalmamış ama hep yetim bırakmış savaşın içinden ağlayarak çıkan çocukların kanla titreyen dizlerini görmedikçe jönü vurulmuş dizilere ağlayarak geçireceksin zamanını.
Onların saçları ruhunun yastığıdır.
Okşadığında ellerin götürür seni cennete
Onların üstlerinde merhametin bir hırka olsun
Giydirdikçe metanın mahseninden çıkacaksın
Ve iyiliğin beraatın olacak
Doyurduğunda huzura doyacaksın
Ve sardığında bir kez
Seni şimdiye dek nelerin üşüttüğünü çok iyi anlayacaksın
Okşadığında ellerin götürür seni cennete
Onların üstlerinde merhametin bir hırka olsun
Giydirdikçe metanın mahseninden çıkacaksın
Ve iyiliğin beraatın olacak
Doyurduğunda huzura doyacaksın
Ve sardığında bir kez
Seni şimdiye dek nelerin üşüttüğünü çok iyi anlayacaksın
Savaşın ellerinde bombalar düşmeden önce bir annenin "yetimlerime kimler bakar" feryadını duyar gibi ol
Eğer duymuyorsan
Sen ebedi sağırsın
Sen ebedi sağırsın
Onların dilinden anlamıyorsan
Sadece yetimliklerini anla.
(alıntı-2009)
Sadece yetimliklerini anla.
(alıntı-2009)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder